18 Eylül 2009 Cuma

düşündüm.

biraz evvel, cocugun adliyeden cikarilisini verdi tvde... berbatti. olu bakiyodu, fenaydi yani. o sakallari.. bicimsiz, yitik duruyodu.
dusunmeye calistim, aklindan neler gectigini, neler hissettigini..
en basta sunu dusundum.. her gozunu kapayisinda o kizin can cekismesi, son nefeslerini goruyo muydu ? evetse, nasil aklini oynatmadan, kendini oldurmeden bu zamana kadar dayandi ? uyku uyuyabildi mi ? nasil ?
nasil dayandi o aciya ?
nasil ustesinden geldi ? beyni yardimci olabildi mi ?

kaldi ki su anda hayatinda bir kere bile olmamasi gereken bir yerde, cezaevinde. Artik bir tutsak, esir. dune kadar cebinde parasi, altinda arabasi, en iyi sartlarda yasayan, yedigi onunde yemedigi arkasinda, hicbirseye mecburiyeti olmadan bir omur yasayacak imkana sahip, yakisikli bir delikanliydi.
polislerin karsisinda, ne anlatti ? nasil durdu ? nasil cevapladi ?
offf of cok fena.
can almanin verdigi duygu arti yasamindan sonsuza kadar kopma. geri donmemecesine.. istese de donemez...
Olen oldu, kalan kaldi.. ama bence cocuk bikac sefer daha oldu. yasayan bir olu oldu.

dusuncesi bile cok cok kotu.

eylulde gocek

koylar bomboş, deniz çivi gibi, ruzgar sahane..

Kızıladada yemek yediğimiz masanın manzarası, ordan hiç kalkmamamız gerektiğini söylese de, artan havadan tırstık ve kalktık diyebilirim..



Sonrasında 30lara varan havada tırsa tırsa darapaz orsa arası bir seyirle fethiyeye sıgındık.. oyle bi havaydı ki, teknede iki kişi oldugumuzdan iskotalar bende dumen cenkte, savasa savasa yol aldık..
turuncpinarina girince deniz ve rakı kendimize getirdi bizi.




derinden

...
Ask biter... Için hüzün doludur. Bir yanin bittigini kabul etse de diger yanin, "Belki daha yapilacak bir sey vardir" der. Öylece durup gözlerinin içine bakarsin. Sana yeniden, "Gel" demesini beklersin. "Ben de senden ayrilamam" demesini beklersin. Ama o söz hiç çikmaz agzindan, duyamazsin. Gururlusundur, istenmedigin yerde durmazsin. Üstelik ihanet vardir isin içinde. Agzindan, "Evet, bence de bitmeliydi bu ask" sözcükleri çikar ama buna sen bile inanmazsin. Gururun sana oyun oynamaya baslar. Önce, "Belki biraz zaman vermeliyiz birbirimize" diyerek gururunu ucundan kösesinden yemeye baslarsin. Öyle bir an gelir ki, "Ne olur ayrilmayalim" demeye kadar vardirirsin. Bu sözleri nasil söyledigine inanamazsin. Onun sicakligini hiç kimsede bulamayacagini bilirsin. Kimse onun gibi gülemez, kimse onun gibi dokunamaz. Kimseyi onun kadar sevemezsin. Bunlar içini sikar. Nefes alamaz hale gelirsin. Ne geceler gecedir, ne uykular uyku. Artik birkaç dakika huzurlu uykuya hasretsindir. Uyuyamazsin. Ondan gelecek bir tek haberi umutsuzca beklersin. Telefonun yaninda kaç gece sabahladigini hatirlayamazsin. Beklemek ölüm gibi gelir insana. Aslinda ölüm fikri de pek garip degildir artik. Öylesine umutsuz kalirsin ki, ölümü tek çare olarak görmeye baslarsin. Ölümle ilgili planlar yaparken bile onun tekrar geri dönme olasiligini hiç aklindan çikarmazsin. Bu yüzden ölemezsin. Hayat devam ediyordur ama bir sey hep yarim, hep eksiktir. Yüregin asla eskisi gibi atmayacaktir. Baska asklar seni kandiramayacaktir. Kiminle beraber olursan ol, onu her zaman hatirlayacaksindir. Yillar sonra bile olsa bir gün sana, "Gel" dese nerede ve kiminle olduguna bakmadan ona kosacaksindir. Kahredici bir gerçektir bu. Bunu bilmek çok daha aci vericidir. Katlanirsin çünkü aci senin kardesindir. O kimbilir kiminle, hangi mutlu hayatin içinde yeni askinin tadini çikarmaktadir. Bunu da bilirsin. Bilirsin ama... Ayrilamazsin!
***

yazan dost, Allah kolaylık versin, ne diyeyim.

16 Eylül 2009 Çarşamba

ileride edinecegim teknemin adi ..




elvis elvis

You are not the angel that I dreamed about
But you are the devil I don't want to live without...
Who cares about tomorrow
I need your love tonight...

14 Eylül 2009 Pazartesi

sel sel sel



Bu şehri 10 senenin üstünde bir zamandan beri yöneten bu hukumete ve yöneticilerine sözüm.
Bir damla bile utanmanız, şerefiniz, haysiyetiniz yok mu arkadaş sizin ?
Bu ne yüzsüzlük, çiğlik, şerefsizlik, hadsizlik ?

Ulan birinizin de canı sıkılsın, utansın, ' bu halkın içine nasıl cıkarım ? ' sorusunu sorsun...

Ulan 40 kişi şehrin göbeginde bagıra bagıra öldü gitti , milyar dolara yakın bir milli zarar sozkonusu. Hiçbiriniz cıkıp da surda yanlış yaptık, hata bizim demediniz, diyemediniz.

Çünkü hepiniz şerefsizin en babasısınız. Hepiniz sahte adamlarsınız. Bir de Müslüman'ım diye geciniyorsunuz. Ulan haysiyetsiz götler, Müslüman adam bu ölenlerin, kayıpların vebali ile pişmanlıktan yerlere atar kendini, yardım için canını verir..

Siz ne bok yediniz ? Daha afetin gecesinde belediye baskanı olacak muhallebici götoş, 'CHP zamanında verilen izinler' dedi. Allah belanızı versin.

Bakkal dükkanını yönetemeyecek acizlikteki götoşlar dünyanın en guzel sehirlerinden birini hatta en guzel ülkesini yönetiyor.

Allah belanızı versin. Keşke bu sel sizleri alıp götürseydi.