29 Aralık 2008 Pazartesi

özlü sözler sessions volume 2

life is a journey, not a destination.

kill all my demonz,

my angelz die, too.

28 Aralık 2008 Pazar

yüzler, suratlar

yatiyorum yataga, kapiyorum gozleri, o anda akmaya başlıyor yuzler zihnimde..
ama ne akış, ne hız.
tanımıyorum hiçbirini .o kadar netler ki ..
bi yuz olusuyor, onun kulagindan digerine geciyor ama kusursuz geciş. onun burnundan bir baskası.. saclarından otekisi.
tam cıkaracak gibi oluyorum hemen belirsizleşiyor ve baskasına dönüyor. o kadar guzeller ki.. kusursuz erkek ve bayan yuzleri. inan hiçbiri sıradan değil. secicilik uykuda bile devrede. inanılmaz bir sartlanmışlık.
yuzler , daima benle, uykuda bile.

23 Aralık 2008 Salı

water ...


Kitzbuheldeki bi pubda gördüm :) herif cözmüş konuyu.

özlü sözlere devammm

Play the game more than you can afford to loose, only then will you learn the game !

sabah sabah guldum..

İnsanların ileriye dönük karar alması, hesabının olmadıgı bir bankadan para cekmesine benzer.

love all,

trust a few..

22 Aralık 2008 Pazartesi

bayram tatili ( son gun )

Sabah 7de shuttle ile munihe dönüş yoluna cıktık.. Aksam 18.20 ucusumuz ancak munihi de görelim diye erken den sehre gittik... Sabah 9 gibi bavullarımızı verdik TK'ya, Munih'in taksim'i Marienplatz'a gittik.. Şık, tertemiz, kalite bir şehir munih. Kahvaltımızı yaptık , daldık cıktık magazalara.. Her yer full, tum magazalarda tatlı bi trafik, millet Christmas işi yapıyor. Bizim bayram arifesine benzer bi canlılık.. yollarda kestaneciler..

H&Mden 19 Euroya bi mont kaptım ki fena :) can da aynısından aldı serefsiz ama ilk ben görmüştüm :)))
Maredo diye bi steakhouse da ögle yemeği yedik Değerli Suphi kardeşimi tavsiyesi üzerine..

Armani vs gibi markaların magazaları şov. Sahane yapılar. Aynı sokakta 4 tane H&M magazası var, 4 tane Zara ve 3 tane de Mango.. Nasıl iş yapıyorlarsa ? Deli mal satıyorlar demek ki..

13.00 gibi, yine Suphi kardeşimin tavsiyesiyle, HofBrauHaeus adında sahane büyük ( haydarpaşa garı ayarı ) bir birahaneye çöktük.. bardaklar 1 litrelik, içerde yerel elbiseli moruk bayan ablalar ve berduş abiler garsonluk gorevini yapıyorlar. Geleneksel bir hava hakim.. Ortada yerel muzik yapan yaşlı çalıgıcı toplulugu mekanı inletiyor.. Bizim kafalar 1er bardaktan sonra tatlılasıyor tabi :)
Toplamda 7 8 litre bira tuketiyoruz, içerde buyuk kallavi ahşap masalarda, yaşlı teyzeler de biralarını içiyor, turistler de, gencler de.. TR de görmesi cok zor manzaralar..

Sonrasında ver elini Muchen Johann Strauss Airport ve İstanbul..

Şık, akılda kalacak, guzel bir tatili sonlandırdık sağlıkla, insallah bundan daha guzelleri de olur.

bayram tatili ( diğer günler )

Sportmeniz ya, 8 de kalk, 830 kahvaltı, 9da pist zamanlamasına kastırdım milleti :)
herifler 3. gun isyan etti tabi, nazi kampı mı lan burası diye :)
Pistler muhtesem uzunlukta, ana kabinden çıkınca ( HahnenkamBahn ) Kartalkaya'nın 10 misli buyuklugunde bir dağa ulaşıyorsun.. Her yamacı başka vadilere açılan.. Pist haritası olmadan, planlamadan kaymak, çılgınlık. Yollar, pistler, rotalarla ve ciddi tabela sistemiyle kusursuz.

Her ne kadar kar yetersiz olsa da, pistlerdeki kar kalınlığı coğu yerde 1 metre ve üzeri. bunu sağlayan ise devasa buyuklukteki kar makineleri. Pistlere 24 saat kar yağdırıyorlar. Cok ciddi bir sistem. Ülkemizdeki kış sporu yatırımcılarının en kısa zamanda keşfetmesi gereken cinsten.
Düşünsenize Uludagda be Kartal'da sezonun Kasımda acıldıgını !

Kayarken aralarda inanılmaz güzellikte dag evleri, cafeler var. Her birinin geniş terasları, sezlongları, eski kallavi ahsap masaları.. Dagın ortasında, kitchenette kalitesinde yemek yiyip, içki içebiliyorsun.
Öğleden sonra kaymaya devam ederken daha fazla düşmemde, yemekte çaktığımız WeissenBierlerin etkisi fazla.

Tüm telesiyej sistemleri inanılmaz bakımlı, koca dagda yalnızca 1 adet teleski vardı. Diger tum techizat gondol, kabin ya da 4lu, 6lı, 8li telesiyejlerdi.
8li telesiyejde, soğuk ve yağıştan etkilenmemek icin önünüze indirebildiginiz ve kabin görevi gören şeffaf plastikten korumalar vardı.. muhtesem..

Dag o kadar buyuk ki 2,30 3 pm gibi dönüş yoluna gecmezseniz, başladıgınız noktaya ulaşma sansınız yok.. Biz bu hataya 2 sefer düştük, birinde kaldıgımız kasaba olan Kitzbuhelden 30 dk uzaklıktaki PassThurn adında farklı bir kasabaya indik kayarak, sonrası otobus :) Digerinde de dag ciftliklerinin ve hayvan ağıllarının arasından Kirchberg'e indik.. Ordan da 10 dk.lık Skibus seyahati ile yurda döndük...

Kısacası kaymayla ilgili kavramlarımız bayağı değişti.. Farklı birşey Alplerde kaymak.. uçsuz bucaksız bir rota.

Kayaktan dönünce soluğu kasabanın en işlek caddesinin göbeğindeki açık hava barı olan Chizzo'da aldık hep. Hemen sıcak sarap, barmen Vudi ( can'ın yakın arkadası :) bizi cözdü tabi..
Herif ne verse iciyoruz, sonraki günlerde biz içki yapmaya basladık ona ..

Sonrası sauna, kasabanın devasa büyüklükteki saunalar birliği Aquarena. Herkes free takılıyor içerde.. Cok şık bir popo seyrederken bir anda 65 yaş kokan vucutla karşı karşıya gelebiliyorsunuz. Sağlık olsun :) cok moderen bir toplum.

Saunanın ustune, odada Emrenin %80 alkollu kolonyasından bir kaç kapak cok şık oluyor.
Bu arada o kafayla ustune sanat galerisinde resim pazarlıgı yapmak daha bi sahane :))))
Ben amerikalı iş adamı, can turk, emre de italyan, bildigin birleşmiş milletler.... o kafayla az kalsın boktan bi resim ustumuze kalıyordu, can'ın 4000 euro teklif etmesiyle..

Yemekler de sahane, italyan restoranı sahane, valentino kardeşimizin.. bierstube de öyle.. jimmy's de.. Hepsi tavsiye olunur.

Gece hayatı ciddi zayıftı bizim orda oldugumuz zaman diliminde.. Off season idi malum. Ama yine de sırasıyla Chizzo ( sokak barı ), Funfel, Londoner ( boktan bi ingiliz pub ı ), Take five zorlanmalı..

Durum budur... Kitzbuhel guzel bir yer, kalburustu Alman ve Avusturyalıların ana tatil mekanıymış... Ha bi de Ruslar istila ediyormuş tatil zamanlarında burayı.. LouisVuitton, Gucci vs gibi markalarının tumunun kendi magazaları mevcut. Ruslar gelmeye basladıgında talan oluyomus bu magazalar..

Tabi turk celebrityleri de unutmayalım. Mustafa Erdogan ve Gulben Ergenle sarap içmişliğimiz de var hani.. hatta can ahbap oldu, ailecek gorusuyolar artık :))

19 Aralık 2008 Cuma

w. shakespeare

iyi ol fakat çok iyi olma. birazcik huysuz ol fakat çok degil.
içinden geliyorsa dua et. eger sana rahatlik veriyorsa arada bir küfür de et.
etrafindakilere mümkün oldugunca dostça davran, müsfik ol.
eger bir gün kötü davranmani gerektirecek bir durum karsisinda kalirsan; bagir,çagir,kir, dök ve unut!
her zaman ve her yerde eline geçen bütün saadeti yakala, en ufak bir parçanin bile kaçmasina izin verme.
yasa herseyden önce yasa ve sirf tesadüfen bu dünyaya gelmis oldugun için, laf olsun diye günlerini geçirme.
eger gerçek aski taniyacak kadar sansliysan; bütün kalbin,ruhun ve bedeninle sev!
hayatini o sekilde yasa ki; her an kendi elini sikabilesin ve her gün faydali olan, hiç olmazsa bir sey yap ki; gecelerin yaklasirken örtüleri üzerine çekip kendi kendine "ben elimden geleni yaptim" diyebilesin.
düsüncelerin neyse hayatin da odur.
hayatin gidisini degistirmek istiyorsan düsüncelerini degistir.

w shakespeare

yıldızları süpürürsün , farkında olmadan
güneş kucağındadır, bilemezsin
bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür
ciğerinde kuruludur orkestra , duymazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun ,
anlamazsın uçar gider ,
koşsan da tutamazsın .

17 Aralık 2008 Çarşamba

düş

bir aydınlık düşlüyorum, ucu bucagı olmayan, sessiz de aynı zamanda.. kimsecikler yok, sadece berrak bir aydınlık. ayağımı hafif hafif değmek istiyorum yere, onu incitmeden, tüm ağırlığımı vermeden. Yerçekimine karşı gelerek. Kollarımın arasından ılık bir rüzgar da essin, başka hiçbirşeye değmeden. Yorulursam bırakırım kendimi yere, yatarım sırtustu devam ederim bakmaya sonsuz aydınlıga. Net olmasın hiçbirşey, illa ki goruneceklerse. Belli belirsiz olsun, düşünmeye zorlamasın beni. düşündürecek hiç birşey olmasın mumkunse bu düşte.
tum bu sessizlik ve saflık, yardım eder mi acaba beynin unutmasına ?
düşlenmemesi gereken hisleri yok eder mi ?hatırlanmaması gerekenleri ?

Nasıl da keşfedemedik henüz öğrenmenin zıttını ?

sıkıcı


gecmek bilmeyen bir gun daha..omrumuzun sonunda bu boşa gecen gunler bizden cok fena intikam alacaklar, seziyorum. cok buyuk iç çekmelere sebep olacaklar.
parayı boşa harcamak gibi bir şey bu aslında.. havaya sacmak gibi... cok yazık ki koskoca 10 saati haybeye harcadım...

işin eski heyecanını kaybetmesi buna sebep midir ? ya da beklentileri karsılayamama, tatmin edememe kendini ?

bence evet.. kendi işimde 1 dakikayı bile kaybetmemeyi diliyorum kendime .

16 Aralık 2008 Salı

gün 1




Munih'e uçuş ve kitzbuhel varış..
Sabah 07.20 TK ucusumuzu yakalamak icin evi 5 bucukta terk ettim.. Evvelki geceden bol bol alkollu ( bayramın birinci gunu sebebiyle, balıkcıda amcamlarla bol sohbetli, bol buraklı gece ), beyin zonklamalı bir şekilde limana varış.. Kafile bomba ! Ben can emre ( Allahtan cok guzel kaynaştılar hatta bi ara kaynadılar da :))
Neyse ucak sahane, munihe indik..

İkinci sınıf oldugumuz icin 1 saatte ancak gectik gumrukten.. hele bir ara emreyi almayacaklar sandık.. Neyse yırttık sonunda, dogru valizler boardlar alındı ve ardından cıkıs..

Four Seasons Travel adlı şirkete internet ustunden yaptıgım rezervasyon sonucu, bizi Kitzbuhel'e transfer edecek şöförle karşılaştık.. 5 10 dk oyalandıktan sonra, Transporter ile az trafikli bir Munih sabahında, Kitz'e dogru yol almaya başladık..

İlgimi ceken, yollarda station vagon arabaların coklugu oldu.. Bu arada Münih ve havaalanı arasında kalan Allianz Arena tam bir modernlik harikası.. Vahaya uzay mekiği oturtmuslar hissi uyandırıyor insana..
Sahada maç olmadıgı gunler stad ve cevresi beyaz yanıyor, Bayern'in macı oldugunda sarı, 1860 Munchen oynadıgında mavi yanıyor.... Cok şık bir yapı..

Bir buçuk saatlik yolculuktan sonra, kitz'e vardık, otelimizi daha dogrusu evimizi bulduk...
Ev sahibimiz Ina ile tanıstık, hersey okey derken kadın, ayakkabılarınızı cıkarmanız lazım dedi ve biz Can'la gözgöze kaldık, Can'ın küfürlerini gözlerinden okudum :))
Evden kısaca bahsetmek gerekirse, büyük bir Kemer Country evini düşünebiliriz.. Misafirlere verdikleri 8 odaları var, digerlerini kendileri kullanıyorlar.
Odalar mis.. Bizimki 2. katın verandasına açılıyordu, kayak pistlerini kafadan goren bir oda... Banyo mis..
Ina'nın ayakkabı cıkarma olayı da, sokaklardaki buzu gebertmeye yarayan tuzun, evin ahsap kısımlarına yaptıgı yakıcı etkiyi azaltma amacı tasıyor.
İkinci saatte hepimiz alıştık tabi, ben spor ayakkabımı giydim otel icinde, can cıplakayak, emre de spor ayakkabıyla takıldı. Dısarı cıkarken, portmantodan ayakkabılarımızı giyip devam ettik..
Yerleştikten sonra, her zaman oldugu gibi kurtlandım ve saatin 2 olmasına ve yalnızca 2 saat kayabilecek olmamıza aldırıs etmeden kendimi piste attım, emreyi de surukleyerek :)
Allahtan Ben adında yerli bir arkadas edindik de herif bize iki saat kadar rehberlik yaptı ..
Tüm bunlara ragmen ilk gun gayet keyifli gecti...
Burada taktik şu : Ana teleferiğin altında ( HanenkammBahn ) Intersport'un kayak odası ve kayak kiralama yeri mevcut. Orda 6 gune 70 EUR karsılıgında 3 kişilik bir dolap kiralanıyor. boylece kayaga cıkarken otelden yanında birşeyler taşıma geregi duymuyorsun..
Biz de aynen oyle yaptık, emrenin boardunu da kiraladık ( sıfır board, komple takım 6 gun 140 EUR )
İlk günün sonunda, kayak odasından sehir merkezine 2 dk lık yuruyusten sonra vardık ve acık hava barı olan Chizzo'ya attık kendimizi... Gluhwein - sıcak saraplarımızı soyledik hemen.. Alkole cok az !!:' meraklı bir ekip olarak tum yeni tadlara acıgız tabi ki :)
Sırasıyla bira ve Jägermeister shotlarıyla karın gurultularımızı dindirme hissi uyandı içimizde..
Hemen guzel bir Bierstube'ye cöktük ve porq olmayan beef snitzellerimizi aslanlar gibi WeissenBierlerimizle midemize gömdük..
Sahaneydi.
Tabi Apfelstrudeli de unutmamalı.. Can aşık oldu...
Birkaç bara gir çık ile bitme sinyali veren vucutlarımızı yataklarımıza gömdük...

5 Aralık 2008 Cuma

bayram tatili


bayramda rota avusturya, kitzbuhel.

alplerin ilk karlarında bordumuza basacağız. bakalım alplerin tadını alabilecek miyiz ?

gidenlerin soyledigi, alplerde kaydıktan sonra, kartalkayanın uludagın falan hikaye oldugu..

cıtır bir internet arastırması toplam pist uzunlugunun 120 km oldugunu soyluyor ki bu deger tr daglarında max. 10 - 12 km.
kar durumu cok parlak değil ama buzul kısmı ve yapay karlı pistler 14 değişik liftin çalışmasına elverişli. toplam lift sayısı 60 kusur.
salı sabahı munihe ucus, shuttle ile kitzbuhel'e varış.. ondan sonrası allah kerim.
kadromuz emre, can ve ben. değişik bir üçleme ama dev eglence olur gibi duruyor.
su an icin durum bu..
detaylar gelir..


sonunda ben de blogcu oldum.. ne diyelim ?

kendini dış dunyalara bagırma mı ? içindekileri kusma mı ? yoksa sadece ateşli havale mi ? yaşayıp goreceğiz.bu yolda beni farkına varmadan cesaretlendiren degerli dostn mavi'ye gıyabında tesekkur ederim.
buyrun başlıyoruz.