24 Şubat 2009 Salı

cahit sıtkı tarancı

"bir namazlık saltanatın olacak
taht misali o musalla taşında..."

demiş bu degerli insan, bir de.

abbas

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan

Cahit Sıtkı Tarancı.

can yucel'le..

kanatlarını çırptıgın kadar hafif, yerin cektiği kadar agır.

aradaki denge bence stop loss noktası. bulmak önemli. ne tam yere basmalı ne de tam ucmalı.
gergin anlarda, sıkıntıda, hüzünde, üzüntüde kanatlı biraz cırpmak önemli. biraz yukselmek, orda asılı kalmak.
daha dogru düşündürüyor insana. deger mi degmez mi 'ye cevap bulduruyor.

23 Şubat 2009 Pazartesi

kirvem ocakbaşı

istiklalde tunel istikametinde yuruyun, solda adidas magazası, tam karsısındaki sokaga dalın, ilk kesişimde sol kösede.

ben boyle et, muhabbet, şej, meze, patlican varyasyonları gormedim.

şiddetle tavsiye.
ama ust baş kokuyor, havalandırma kuvvetli değil.

20 Şubat 2009 Cuma

ruhun nasıl bugün, tavada balık mı masada meze mi?

yoksa sadece battal boy rakı şişesi mi ?

özlü sözler vol. 4

umut, uyanık adamın ruyasıdır.

aristoteles.

19 Şubat 2009 Perşembe

süt ürünleri dağıtan kamyonun arkasındaki yazı

sabah sabah carptı beni yazı..

IMAGINATION IS MORE IMPORTANT !

bu cumle cok dogru. ben de hayal edenlerdenim sonra da o ruyayı gerceğe cevirmeye calısanlardan.
aslında hayaller beni yaşatan. hayal kurmak. mutlu olmakla alakalı, işte basarılı olmakla alakalı, hatta o işi ileriye goturebilmekle alakalı. hepsinin hayalini kuruyorum. basarı saglayınca olacaklarla alakalı hayaller beni daha da kamcılıyo. sizde de oyle mi ?

hayal aslında bir tasarı , iş planı, yaşam planı. bir yandan geleceği koordine etme. çok önemli.

bence.

su an

balıkcıya oturup, ayvaza,


rakımı peynirimi kavunumu soylemek istiyorum. yüzüm denize ve teknelere dönük, gök beyazken daha.. cok aydınlık da değil. yalnızbasıma bi kadehi yuvarlamak istiyorum.

arkadaslarım da gelsin istiyorum ama bi yarım saat tek basıma.
sessiz, konusansız, gülensiz. ben ve beynim.
o sahilde 8 yaşındaki ortaç gecsin onumden bisikletiyle.

annem çağırsın balkondan 'oglum ogle yemeğine'.

celentano dinleyeyim kendimden gecerek..
kalayım yalnız, sadece ve tek.

burak gelsin iş konuşalım saatlerce, ne hatalı, hangisi dogru... ama ikinci kadehte.


genelde yukarıdakilere dalıyorum ilk ve yalnız kadehte.

buselik makamına

leyladan geçme falslındayım
mevlayı bulma yollarında
majörler tükendi minörlere yolculuk
buselik makamına
aşk için söylenen her söze kandım
pervane misali ateşe yandım
gördüğüm her dilber ateştir bana
mecazi aşka inandım güneşli havalarda
buselik makamına


etkileyici.

16 Şubat 2009 Pazartesi

agora meyhanesi

"sana bu satırları
bir sonbahar gecesinin
felç olmuş köşesinden yazıyorum.
beş yüz mumluk ampüllerin karanlığında
saatlerdir, boş olan kadehlere
şarkılarını dolduruyorum.
tabağımdaki her zeytin tanesine
simsiyah bakışlarını koyuyorum.
ve, kaldırıp kadehimi
bu rezilcesine yaşamaların şerefine içiyorum...
burada yaşanır aşkların en madarası
ve en şahanesi.
burada saçların her teline bir galon içilir
gözlerin her rengine bir şarkı seçilir,
sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
bu sekiz köşeli meyhane seni bilir
burası agora meyhanesi
burası arzularını yitirmiş insanların dünyası
şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı
boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik
bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam
elimde değil,bu da bir nevi namuslu serserilik.
dışarıda hafiften bir yağmur var.
bu gece benim gecem
kadehlerde alaim-i semaların raks ettiği,
gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu
camlara vuran her damlada
seni hatırlıyorum
ve sana susuzluğumu...
birazdan plaklarda şarkılar susar,
kadehler boşalır,umutlar tükenir,
mezeler biterbiraz sonra,
bir mavi ay doğar bu sarhoş şehrin üstünde
birazdan bu yağmur da diner.
sen bakma benim delice efkârlandığıma,
mendilimdeki kızıl lekeye de boşver
yarın gelir çamaşırcı kadın
her şeyden habersiz onu da yıkar,
sen mes'ut ol yeter ki,
ben olmasam ne çıkar.
dedim ya burası agora meyhanesi
bir tek iyiliğin bütün kötülüklere
meydan okuduğu yer
burası agora meyhanesi
burası kan tüküren mes'ut insanların dünyası..."





( yazanı bulunca ekleyeceğim )

12 Şubat 2009 Perşembe

doubt thou the stars are fire
doubt that the sun dont move
doubt truth to be a liar
but never doubt i love.

william shakespeare

hani begenirsin de begenmezi oynarsın.

kendi tuzagına dusersin. aklınla celişirsin.
bir hosuna gitmeye baslar, inanamazsın, ulan bana uymaz bu dersin.
halbuki o sıra olan olmuştur bile. artık gectir.
gecinizdir.
sen baya baya kesilmişsindir.

devamı gelir.

in the death car, we re alive

bazen bunu hissettiğiniz oluyo mu ?