Sportmeniz ya, 8 de kalk, 830 kahvaltı, 9da pist zamanlamasına kastırdım milleti :)
herifler 3. gun isyan etti tabi, nazi kampı mı lan burası diye :)
Pistler muhtesem uzunlukta, ana kabinden çıkınca ( HahnenkamBahn ) Kartalkaya'nın 10 misli buyuklugunde bir dağa ulaşıyorsun.. Her yamacı başka vadilere açılan.. Pist haritası olmadan, planlamadan kaymak, çılgınlık. Yollar, pistler, rotalarla ve ciddi tabela sistemiyle kusursuz.
Her ne kadar kar yetersiz olsa da, pistlerdeki kar kalınlığı coğu yerde 1 metre ve üzeri. bunu sağlayan ise devasa buyuklukteki kar makineleri. Pistlere 24 saat kar yağdırıyorlar. Cok ciddi bir sistem. Ülkemizdeki kış sporu yatırımcılarının en kısa zamanda keşfetmesi gereken cinsten.
Düşünsenize Uludagda be Kartal'da sezonun Kasımda acıldıgını !
Kayarken aralarda inanılmaz güzellikte dag evleri, cafeler var. Her birinin geniş terasları, sezlongları, eski kallavi ahsap masaları.. Dagın ortasında, kitchenette kalitesinde yemek yiyip, içki içebiliyorsun.
Öğleden sonra kaymaya devam ederken daha fazla düşmemde, yemekte çaktığımız WeissenBierlerin etkisi fazla.
Tüm telesiyej sistemleri inanılmaz bakımlı, koca dagda yalnızca 1 adet teleski vardı. Diger tum techizat gondol, kabin ya da 4lu, 6lı, 8li telesiyejlerdi.
8li telesiyejde, soğuk ve yağıştan etkilenmemek icin önünüze indirebildiginiz ve kabin görevi gören şeffaf plastikten korumalar vardı.. muhtesem..
Dag o kadar buyuk ki 2,30 3 pm gibi dönüş yoluna gecmezseniz, başladıgınız noktaya ulaşma sansınız yok.. Biz bu hataya 2 sefer düştük, birinde kaldıgımız kasaba olan Kitzbuhelden 30 dk uzaklıktaki PassThurn adında farklı bir kasabaya indik kayarak, sonrası otobus :) Digerinde de dag ciftliklerinin ve hayvan ağıllarının arasından Kirchberg'e indik.. Ordan da 10 dk.lık Skibus seyahati ile yurda döndük...
Kısacası kaymayla ilgili kavramlarımız bayağı değişti.. Farklı birşey Alplerde kaymak.. uçsuz bucaksız bir rota.
Kayaktan dönünce soluğu kasabanın en işlek caddesinin göbeğindeki açık hava barı olan Chizzo'da aldık hep. Hemen sıcak sarap, barmen Vudi ( can'ın yakın arkadası :) bizi cözdü tabi..
Herif ne verse iciyoruz, sonraki günlerde biz içki yapmaya basladık ona ..
Sonrası sauna, kasabanın devasa büyüklükteki saunalar birliği Aquarena. Herkes free takılıyor içerde.. Cok şık bir popo seyrederken bir anda 65 yaş kokan vucutla karşı karşıya gelebiliyorsunuz. Sağlık olsun :) cok moderen bir toplum.
Saunanın ustune, odada Emrenin %80 alkollu kolonyasından bir kaç kapak cok şık oluyor.
Bu arada o kafayla ustune sanat galerisinde resim pazarlıgı yapmak daha bi sahane :))))
Ben amerikalı iş adamı, can turk, emre de italyan, bildigin birleşmiş milletler.... o kafayla az kalsın boktan bi resim ustumuze kalıyordu, can'ın 4000 euro teklif etmesiyle..
Yemekler de sahane, italyan restoranı sahane, valentino kardeşimizin.. bierstube de öyle.. jimmy's de.. Hepsi tavsiye olunur.
Gece hayatı ciddi zayıftı bizim orda oldugumuz zaman diliminde.. Off season idi malum. Ama yine de sırasıyla Chizzo ( sokak barı ), Funfel, Londoner ( boktan bi ingiliz pub ı ), Take five zorlanmalı..
Durum budur... Kitzbuhel guzel bir yer, kalburustu Alman ve Avusturyalıların ana tatil mekanıymış... Ha bi de Ruslar istila ediyormuş tatil zamanlarında burayı.. LouisVuitton, Gucci vs gibi markalarının tumunun kendi magazaları mevcut. Ruslar gelmeye basladıgında talan oluyomus bu magazalar..
Tabi turk celebrityleri de unutmayalım. Mustafa Erdogan ve Gulben Ergenle sarap içmişliğimiz de var hani.. hatta can ahbap oldu, ailecek gorusuyolar artık :))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
kitzbuhel'e benim de gitmişliğim var,12 sene önce falan :) bir de pistin dibindeki trenyoluna yuvarlanmıştım, enteresan bir seyahatti..kayak hocama da aşık olmuştum, yaş itibariyle tabii...Adı Roberto'ydu ve o zaman 33 yaşındaydı. Şimdi kıçının kılları ağırmış publardan birinde içiyordur herhalde :)
Yorum Gönder